Teslim alma şu anda mevcut değil



Ferhan Şensoy
SESLENDİREN: OSMAN SONANT
MÜZİK: BABAZULA
ESER: EBRU CEYLAN
METİN YAZARI: EBRU CEYLAN
SESLENDİREN: OSMAN SONANT
MÜZİK: BABAZULA
SES TASARIM: EKİN ETİ, ZUHAL MÜZİK
MÜZİK MIX MASTERING: BERK KULA, EKİN ETİ
Eser Ölçüsü 90x90 / Çerçeveli 110x110
Canvas, Yağlı Boya, Çerçeveli
BİLGİ:
Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosunun en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri olarak tanınan, yazar, oyuncu ve yönetmendir. 26 Şubat 1951’de Samsun’da doğmuş ve 31 Ağustos 2021’de İstanbul’da vefat etmiştir. Kendi geliştirdiği “Ortaoyuncular” topluluğuyla ve yazdığı, sahnelediği eserlerle Türk tiyatrosuna büyük katkılar sağlamıştır. Kendine has mizah anlayışı, eleştirel dili ve toplumsal olaylara getirdiği ince dokundurmalarla tanınır. Şensoy, tiyatro eğitimini Fransa’da aldıktan sonra Türkiye’ye dönmüş ve burada pek çok farklı yapıt ortaya koymuştur. Özellikle 1987’de ilk kez sahneye koyduğu Ferhangi Şeyler adlı tek kişilik oyunu, Türkiye’de tek kişilik gösterilerin en uzun süre sahnelenen eserlerinden biridir. Geleneksel Türk tiyatrosunun unsurlarını modern bir yaklaşımla harmanlayan Şensoy, Karagöz ve ortaoyunu gibi eski türleri çağdaş bir bakış açısıyla ele almıştır. En bilinen eserlerinden biri de İstanbul’u Satıyorum, İstanbul’u Vernaküler Dilde Yazdım ve Güle Güle Godot gibi hem eleştirel hem mizahi oyunlardır. Ferhan Şensoy ayrıca edebi yazılar ve anılar kaleme almış, Kalemimin Sapını Gülle Donattım ve Elveda SSK gibi kitaplarla da geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır. Kendine özgü üslubu ve mizah anlayışıyla, Ferhan Şensoy Türk tiyatrosuna hem içerik hem de biçim açısından yeni bir soluk getirmiş; kültürel ve toplumsal eleştirileri cesurca dile getirerek izleyiciyle güçlü bir bağ kurmuştur. Tiyatronun yanı sıra sinema ve televizyon projelerinde de yer alan Şensoy, eleştirel mizahı, topluma ayna tutan bakışı ve sanatın içinden geldiği derin kültürel birikimiyle hafızalarda kalmıştır.
SANATÇI GÖRÜŞÜ:
Bu sergi serisinde onu resmetmek istememin sebebi; Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosunun modern bir temsilcisi ve mizahi bir eleştirmeni olarak hem sahne hem de yazın dünyasında derin izler bırakmış bir sanatçıdır. Bana göre tiyatroyu, sadece eğlencelik bir eğlence aracı değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel sorgulamaların yansıması olarak gördüğünü düşünüyorum. Eserlerinde insanın varoluşsal çelişkilerine, toplumsal eşitsizliklere ve çağdaş dünyanın karmaşasına dair keskin eleştirilerde bulunuyor. Ayrıca kendisine özgün bir hiciv ve absürd bir dili var. O’nun eserlerinde en dikkat çekici bulduğum özelliği, dilin çok katmanlı ve çok anlamlı kullanımıdır. Her kelime, yalnızca bir komedi unsuru taşımakla kalmaz, aynı zamanda derin toplumsal ve bireysel anlamlar içerir. Özellikle Ferhangi Şeyler gibi tek kişilik gösterilerinde, kendi anlatımıyla seyirciyi doğrudan etkilemeyi başarır. Arada birini hissetmezsiniz. Eserlerinde yer alan karakterler, çoğunlukla sıradan, günlük yaşamda karşılaşılan figürlerdir.