Muhsin Ertuğrul

ESER: EBRU CEYLAN
METİN YAZARI: EBRU CEYLAN
SESLENDİREN: HAKAN GERÇEK
MÜZİK: HASAN TURA
SES TASARIM: EKİN ETİ, ZUHAL MÜZİK
MÜZİK MIX MASTERING: BERK KULA, EKİN ETİ

Eser Ölçüsü 90x90 / Çerçeveli 110x110
Canvas, Yağlı Boya, Çerçeveli

BİLGİ:
Muhsin Ertuğrul (1892-1979), Türk tiyatro ve sinema tarihinde öncü bir isimdir. Türkiye'de modern tiyatronun kurucularından biri olarak kabul edilir ve Batılı tiyatro anlayışını ülkeye kazandırmada önemli bir rol oynamıştır. Ertuğrul, Darülbedayi'de (bugünkü İstanbul Şehir Tiyatroları) uzun yıllar yönetici ve sanatçı olarak görev yapmış, Türk tiyatrosuna yenilikçi teknikler ve profesyonel bir yapı kazandırmıştır. Aynı zamanda, Türkiye'nin ilk sesli filmi olan "Bir Millet Uyanıyor" gibi birçok önemli sinema filmine de imza atmıştır. Sanata adanmış bir ömür süren Ertuğrul, Türk sanatına yaptığı katkılarla pek çok sanatçının yetişmesine vesile olmuş, tiyatro ve sinema alanlarında kalıcı bir miras bırakmıştır.

SANATÇI GÖRÜŞÜ:
Bu portre, Türk tiyatrosunun mihenk taşlarından biri olan Muhsin Ertuğrul’a duyduğum hayranlık ve derin saygının bir ifadesidir. Muhsin Ertuğrul'un sanat dünyasında devrim niteliği taşıyan vizyonu, benim için yalnızca bir tiyatro insanı değil, aynı zamanda sahnenin perde arkasındaki mücadelenin sembolü oldu. Onun kişiliğini ve sanatına olan tutkusunu yansıtırken, duygusal yoğunluğu merkeze almayı amaçladım. Portredeki renk paletini seçerken, tiyatronun dramatik ve çarpıcı doğasını öne çıkarmayı hedefledim. Kırmızı, sahnenin tutkusu ve perdenin ardındaki gizem için temel bir renk oldu. Siyah zemin ise sanatçının yarattığı derinlikle hayat bulan, boş bir sahne metaforunu çağrıştırıyor. Figürdeki yüz hatlarını ve ifadesini parçalara ayrılmış şekilde yorumladım; çünkü Muhsin Ertuğrul'un çok katmanlı kişiliği, hem geleneksel hem yenilikçi bir sanat anlayışını aynı anda barındırıyordu. Kırmızı burun, hem tiyatronun maskülen mizahını hem de sahneye duyulan ciddiyetin ardındaki kırılganlığı vurguluyor. Portredeki detaylarda, bir aktörün makyajla sahneye hazırlanışını ve sahne ışıklarının karakter üzerindeki etkisini sembolize eden altın yansımalar kullandım. Her bir fırça darbesinde, tiyatro sahnesinin enerjisini ve bir sanatçının yaratıcılığına olan adanmışlığını hissetmeye çalıştım. Bu eser, Muhsin Ertuğrul’un hem bireysel hem de toplumsal sanat tarihi üzerindeki izlerini resim yoluyla bir kez daha sahneye taşıma çabamın bir ürünü. Perde kapanmaz; o, hala burada, ışıkların altında.